top of page
Manifesto

Mekân düşüncesi veya mekânsal düşünce, herhangi bir bilimin hâkimiyet alanına sığdırılabilecek bir düşünce değil. Mekân (veya dilimizdeki diğer karşılıkları olan “uzay” ve “uzam”) hep “zaman” ile karşıtlık içinde kullanılır. Bu bize mekânın belirlenmişliğini, kolaylıkla zaptedilebileceğini düşündürse de mekânın açtığı imkânlar bununla sınırlandırılmaz. Mekânın yarattığı ayrımları ve benzerlikleri, çözülmeleri ve yumrulaşmaları, çakışmaları ve kesişmeleri, dışlamaları ve kapsamaları, açtığı dehlizleri ve doldurduğu boşlukları disiplinlerarası bir şekilde ele alan bir kitaplığın yokluğunu hissediyorduk. Kendisini bilimler (sosyolojiden tutun da mimarlık gibi “sanatsal” bilimlere), edebiyat ve felsefe arasında konumlandıran bir kitaplığa duyduğumuz ihtiyaç böylece ortaya çıkmış oldu.

Esinlendiğimiz Platon’un khōra’sını da şöyle anlıyoruz: ne bu ne öbürü ve hem bu hem öbürü. Khōra hâkim ve genelgeçer mantığın (logos) dışına çıkarak melez olana (nothō) yöneliyor. Bu düşüncenin güzergâhı adlandırılamaz, ele geçirilemez olanlarla dolu. Zira mekân sürekli bir müphemlik ve muğlaklık barındırıyor. Çoğu zaman mekânı anlamak için çizimlere başvurmamız, okuduğumuz kitaptaki mekânı hemen tasvir etme arzumuz da bundan belki. Sayfa kenarına aldığımız notlar da sadece sözcüklerden değil bazen mekân çizimlerinden oluşuyor. Hayalini kurduğumuz mekânda hemen derinleşmek istiyor, Gaston Bachelard’ın ifadesiyle “yuvarlaklık imgeleri”nin peşine düşüyoruz: “Her varlık kendinde yuvarlaktır.”

Mekânın basit anlamıyla “verilmişliği”, yaşam dünyamızın kolaylıkla mekânlar vasıtasıyla “kapatılabileceği” anlamını taşımaz; aksine mekân yaşatır, hayaller kurdurur, açar, başka mekânları düşündürür. Mekândaki bu tarz ikilikleri mekânın işlevselliğine sığdırmak da oldukça güç olacaktır. İşlevler bir araya gelince bir mekân oluşmaz, aksine mekân işlevleri aşar, hatta var olan mekân işlevler de yaratacaktır. Böylelikle, mekândaki ikiliklerin mekânın kısıtları değil imkânları olarak anlaşılabileceği ortaya çıkar.

Mekân kitaplığı olarak Khōra, mekânsal düşüncenin yarattığı imkânların peşine düşme iddiasında. Disiplinlerin birbirine temas ettiği noktalara odaklanmayı, düşünceye açılan güzergâhlar oluşturmayı kendisine amaç ediniyor. Mekânın yarattığı imkânları somut birer patika olarak kullanarak geliştirmek, böylelikle de mekân üzerine daha çok düşünmeyi, bunu da disiplinlerarası bir şekilde gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Khōra Mekân Çalışmaları
bottom of page